Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türkiye nüfusunun yüzde 1`inden azının kan bağışı kampanyasına destek verdiğini belirterek, "Farkındalık yaratıp, sürdürülebilirliği sağlamak adına bu oranın artması gerekiyor." dedi.
Türk Kızılayı'nın öneminin anlatılamayacak kadar büyük olduğunu vurgulayan Arslan, kurumun dünyadaki tüm mazlumlara, mağdurlara, ihtiyaç sahiplerine, afete maruz kalmışlara Türk bayrağını şerefle dalgalandırarak eriştiğini ifade etti.
Arslan, 100 bin kişilik Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ailesiyle kampanyaya destek vermek istediklerine işaret ederek, "80 milyon vatandaşımızın ne yazık ki yüzde 1'inden azı kan bağışı kampanyasına destek veriyor. Farkındalık yaratıp, sürdürülebilirliği sağlamak adına bu oranın artması gerekiyor." diye konuştu.
"Kan eşittir hayat"
Çeşitli nedenlerle kan ihtiyacı doğduğunda insanın çaresiz kaldığını ifade eden Arslan, şöyle konuştu:
"O an insanın gözü başka hiçbir şeyi görmez. Evleriniz, arabalarınız, uçaklarınız, yatlarınız olsa da o gün hiçbirinin önemi olmaz. Kan ikamesi olmayan tek şey. Bu ihtiyacın önemini o gün bir kez daha anlarsınız. Ben üç çocuğu yaşamamış, sonra dördüncü çocuğu yaşamış bir babayım. Erken doğumdu. Kan gerekti, ancak babanın kanını almak istemediler. Zira, birinci derece yakınların kanı çok tercih edilmiyor, ancak mecbur kalarak kendi kanımı verdim. Yaklaşık 3,5 aylık periyotta hep kan peşinde koştum. O gün benim gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Kan eşittir hayat. Kampanyayı 81 ildeki çalışma arkadaşlarımıza yayarak, bu kutsal hizmete memnuniyetle destek vereceğiz. Rabbim kimseye kaza, bela hastalık vermesin, ama verirse de kan bulmak için kıvranmak zorunda bırakmasın."
"İstanbul Yeni Havalimanı projesinde tüm işler planlandığı şekilde"
Arslan, Türk Kızılayı'nın "Kan ver, hayat ver" kampanyası kapsamında kan bağışında bulunduktan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İstanbul Yeni Havalimanı projesinden, Hollandalı bir firmanın desteğini çektiği yönündeki iddianın sorulması üzerine Arslan, bahsi geçen firma dahil tüm firmaların işine devam ettiğini ve 2018'in ilk çeyreğinde projenin birinci fazını devreye sokmayı hedeflediklerini söyledi.
Projede tüm işlerin planlandığı şekilde yürüdüğünü vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"İçinde bulunduğumuz konjonktürde ekonomik olarak ülkemizi güçsüz göstermeye çalışan tüm oyun kuruculara ülke olarak en iyi cevabı 1915 Çanakkale Köprüsü ihalesini çok başarılı şekilde gerçekleştirerek verdik. Burada, 7 yerli 8 yabancı olmak üzere 4 ülkeden teklif geldi. 13 finans kuruluşu da projeyi finanse etmek için iyi niyet mektuplarını verdiler ki, bu sistemde bu mektuplar çok önemlidir. Ülkemiz bu kadar güven ve istikrarla yol alırken ve ülkemizin yaptığı projelere bu kadar büyük teklifler gelirken İstanbul 3. Havalimanı'ndan herhangi bir firmanın çekilmesi söz konusu değil."
Arslan, İstanbul Yeni Havalimanı'ndaki tüm konveyör sistemini dünyanın en önemli firmalarından birinin çok başarılı şekilde yapmaya devam ettiğine dikkati çekerek, "İstanbul Yeni Havalimanı'ndaki bütün projelerimizde yerli ve yabancı firmaların ilgisi olağanüstü şekilde devam ediyor. Sadece ticari kazanç için değil, dünyanın prestij projesi olan İstanbul Yeni Havalimanı projesinde yer almak adına herkesin yarıştığı bir ortamda kimsenin çekilmesi söz konusu değil." değerlendirmesinde bulundu.
Limanlarda tartım ücretlerine yeni düzenleme
Limanlarda tartım ücretlerine yönelik yeni düzenlemeye ilişkin bilgi veren Arslan, Denizde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) kuralları gereği 1 Temmuz 2016 itibarıyla gemilere yüklenecek dolu konteynerlerin darasının ölçülüp teyit edilmesi gerektiğini ancak bu konuda birçok firmanın farklı fiyat uygulamaları bulunduğunu söyledi.
Uygulamanın ihracatçılar için de ciddi maliyet getirdiğine dikkati çeken Arslan, "50 dolardan başlayıp 150 dolara kadar farklı uygulamalar sektörün sıkıntısıydı. Ekonomik olan ihracat ekonomik olmaktan çıkıyordu. Bunun yerine bir genelge yayınladık. Limanlarda ve fabrikalarda boş tartımda 60 liranın üstüne kimse çıkamayacak. Ancak bu tutarın altında bir uygulama yapabilecekler. Bu da ihracatçılarımıza yıllık yaklaşık 70 milyon lira destek anlamına geliyor." diye konuştu.
"Bu işlemin herhangi bir parasal karşılığı yok"
Arslan, ayrıca, uluslararası bir sektör olan denizcilikle ilgili işlemlerin acenteler marifetiyle yapıldığına işaret ederek, Türk sahipli yabancı bayraklı teknelerin Türk bayrağına geçişini kolaylaştırmak adına yasal düzenlemeler yaptıklarını ifade etti.
Bu konuda ikincil mevzuatları düzenlediklerini belirten Arslan, "Beklentimiz 6 bin civarında teknenin Türk bayrağına geçmesi, marinalarımızda Türk bayrağının dalgalanmış olması." dedi.
Türk bayrağına geçiş işlemleri için acentelerin 6 bin dolardan başlayan ücretler talep ettiğini dile getiren Arslan, şunları kaydetti:
"Yapılacak tek işlem var; İşin sahibi veya vekalet verdiği kişinin Liman Başkanlıklarına veya Genel Müdürlüğe dilekçe vermesi. Tüm liman Başkanlıklarımıza, Bölge Müdürlüklerimize ve ilgili birimlerimize yaptığımız genelgeyle denizcilikle ilgili birçok işlemi kolaylaştırdık, süreyi kısalttık. Özellikle bu konuda, hassasiyet göstermeleri ve dilekçe dışında hiçbir işlem yapmamaları uyarısında bulunduk. İnsanımız bu işlemi acente aracılığıyla yapmak istiyorsa bu bizim tercih ettiğimiz, istediğimiz bir yol değil, onların takdirlerindedir. Hiçbir ücret alınmadan bir dilekçe ile bu işlem yürütülüyor. Bu işlemin herhangi bir parasal karşılığı yok. Bunu teşvik ederken birçok vergiden, harçlardan muafiyetler sağladık. ÖTV muafiyeti sağladık. KDV'yi yüzde 1'e düşürdük. Bu durumda birilerinin kalkıp 6 bin dolar gibi bir fiyat alıp bu işi engellenmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz."